29 Ekim 2013 Salı

Doğan Cüceloğlu'ndan Çok Güzel Bir Yazı:
Çocuklarımızla Sohbet Edebiliyor muyuz!



Akatlar’da yürüyordum; kadın beni tanıdı ve selamlaştıktan sonra, sorusunu sordu: “Oğlum dersleri tamamen bıraktı; ne söylesem hiç fayda etmiyor. Ya arkadaşlarıyla buluşuyor, ya telefonda mesajlaşıyor ya da bilgisayarın başında oyun oynuyor. Ne yapacağımı şaşırdım, Hocam ne yapalım?”


“Sohbet ediyor musunuz?”

“Valla, konuşuyorum, ama hiçbir faydası yok.”

“Kaç yaşında?”

“On yedi yaşında.”

“Mesela ne diyorsunuz?”

“Sınavların yaklaştığını söylüyorum; derslerine çalışması gerektiğini söylüyorum; böyle giderse sınıfta kalacağını, arkadaşlarından geri kalacağını, ilerde çok pişman olacağını, ama o zamanda duyulan pişmanlığın işe yaramayacağını anlatıyorum.”

“Siz konuşup, nasihat ediyorsunuz.”

“Evet.”

“Ama, onunla sohbet etmiyorsunuz.”

“Valla bilmem; biz bildiğimiz kadarıyla elimizden gelenin en iyisini yapıyoruz, konuşuyoruz, anlatıyoruz.”

“Doğru, bildiğiniz kadarıyla elinizden gelenin en iyisini yapıyorsunuz. Ama konuşmak, nasihat etmek, sohbet etmek değildir. Siz sohbet etmesini bilmiyorsunuz.”

kadın haklı olarak “neden bahsediyorsunuz,” diyen bir yüz ifadesiyle bana baktı.

İçim burkuldu. Anne acı çekiyordu ve çocuğuna yardım etmek istiyordu, ama kendini çaresiz hissediyordu.

***

Öğrencileri ve anababaları birlikte çağırdım. Danışmalığını yaptığım okulun küçük tiyatro salonunda buluştuk, öğrencilerle birlikte anababalar da oturdu.

Ufacık sahneye çıktım, bir sandalye attım oturdum, yanı başıma bir boş sandalye koydum.

“Buradaki öğrencilerden kim benimle sohbet etmek istiyor?” diye sordum. Kalkan ellerden birini gelişigüzel seçtim. Selim adıyla anacağım bir öğrenci yanımdaki sandalyeye geldi oturdu.

“Adın ne?”

“Selim.”

“Kaç yaşındasın?”

“On iki.”

“Bugün ayın kaçı?”

“24 Aralık 2008.” (Gerçek tarihtir; bu uygulamayı o gün yaptım.)

“Selim, gözünü kapa, beni iyi dinle. Gözünü açtığın zaman aradan yirmi yıl geçmiş olacak. 24 Aralık 2028 tarihinde gözünü açmış olacaksın. Tamam mı?”

Anladığını belirtmek için başını salladı.

“Lütfen gözünü aç.”

Selim, gözünü açtı.

“Bugünün tarihini söyler misin?”

“24 Aralık 2028.”

“Kaç yaşındasın?”

“Otuz iki.”

“Ne iş yapıyorsun?”

“İç mimarlık.”

Göz ucuyla anneye babaya bakıyorum; yüzlerinde hayret belirten hafif bir tebessümü var. Belli ki, onlar da Selim’in söylediklerini benimle birlikte ilk defa duyuyorlar.

“Nerede çalışıyorsun?”

“New York, Manhattan’da.”

Anne, babanın yüzünde saklayamadıkları büyük bir şaşkınlık ifadesi.

“Evli misin?”

“Hayır.”

“Arkadaşlarından evlenenler oldu mu?”

“Kızların hepsi evlendi.”

Gülüşmeler..

“Çalıştığın yere beni götürür müsün?”

“Ofisim, Manhattan’da 86 katlı bir binanın 42. Katında.”

Gülüşmeler devam ederken hayalen o binaya yürüdük, asansöre bindik, 42. Katta indik.

“Burası ‘home office,’” dedi.

İçeri girdikten sonra açıkladı:

“Dubleks daire: aşağıda salon ve mutfak var. Yukarda yatak odası ve ofis odam.”

“Selim, salonda neler var?”

“Salonda masa var, koltuklar var, sandalyeler var; komodin var, sehpalar var.”

“Duvarlarda ne var?”

“Resimler var, fotoğraflar. Ailemin fotoğrafı da var.”

“Ailenin fotoğrafına bakınca neler görüyorsun? Beraber bakabilir miyiz?”

“Annem ar, babam var. Ailece çektirdiğimiz bir fotoğraf. Abim var, ablam var, ben varım.”

“En küçük sen misin?”

“Evet.”

“Selim, bu fotğrafa baktığında, içinde ‘keşke!” duygusu beliriyor mu? İçindeki herhangi bir ‘keşke’nin sesini duyuyor musun?”

Hiç beklemeden “Evet,” dedi.

“Haydi, anlat bize,” dedim.

“Ben, babamla birlikte futbol maçına gitmeyi çok istedim. Bir de hafta sonları onunla top oynamak, kırlara gitmek istedim. Güreşmek istedim. Ama babam çok yoğundu; çalışmak zorundaydı, olmadı, zaman bulamadı. Ne yapalım, böyle oldu.”

Baba’ya baktım; gözlerinin yaşını tutmaya çalışıyor, ağlamamak için dudaklarını ısırıyordu.

Selim’e teşekkür ettim. Ve sordum:

“Selim, bu konuşmamızda, sana büyüklük tasladığımı, sana nasihat etmeye çalıştığımı hissettin mi?”

“Hayır!”

“Olanla ilgili olarak mı konuştuk, olması gereken üzerine mi?”

“Olanla ilgili olarak konuştuk.”

“Selim, seninle yeniden böyle sohbet etmek istesem, benimle konuşmak ister misin? Konuşmamızdan zevk aldın mı?”

“Yeniden konuşmak isterim; sohbetimizden zevk aldım.”

***

Sohbet özel türden bir konuşma, kendine özgü özellikleri olan bir söyleşidir.

Sohbet içinde olan iki insan o an için güç, onur ve değer yönünden eşittir ve olanı paylaşırlar; olması gereken üzerinde konuşmazlar.

Korku kültürünün olduğu yerde sohbete izin verilmez.

Türkiye’nin aydınlık geleceğinde anababaların çocuklarıyla sohbet içinde olmasını diliyorum.

28 Temmuz 2013 Pazar


Neden İzmir Anaokulları Rehberine Üye Olmalıyım?

Her gün bincelerce kişi İzmir Anaokulları Rehberinde anaokulu ve etüt merkezi arıyor. Sitemizden veliler  (www.izmiranaokullarirehberi.com) aradığı kurumuna çok hızlı bir şekilde ulaşabiliyor. İzmir Anaokulları Rehberine üye olarak siz de bu internet portalındaki yerinizi alabilirsiniz.

Neden İzmir Anaokulları Rehberine Üye Olmalıyım?
İzmirde birçok anaokulu ve etüt merkezleri üyesi olan Anaokulları Rehberimiz kurmuş olduğu altyapısı ve yenilekleri ile İzmir'in en büyük anaokulu portallarından biridir. Okulunuzu rehberimze eklemeye başladığınız andan itibaren olumlu sonuçlar almaya başlarsınız. Reklamlarınız 1 yıl boyunca sitemizde yayınlacaktır. Okulunuz ile ilgili detaylı bir tanıtım sayfası hazırlanacaktır. Böylelikle arama motorlarında herzaman önde  olacaksınız. Okulunuzun kimliğine yakışır bir şekilde hazırlanan detay sayfalarında, iletişim bilgileriniz, krokiniz, foto galeriniz ve tanıtım yazılarınız yer alacaktır. Okulunuzu böylelikle diğer kurumlardan farklılaştırma imkanı bulacaksınız.

Eski tarz reklamların aksine internet reklamcılığı en ucuz ve etkili olan reklamcılık çeşidi haline gelmiştir.  bu nedenle sizler de internet reklamcılığını kullanarak milyonlarca insana kendinizi ifade etme olanağı bulabilirsiniz. İzmir Anaokulları Rehberi sayesinde Google arama motorunda yapılan aramalarında üst sıralarda çıkma imkanı yakalayabilirsiniz.

Kendi web siteniz arama motorlarında istenilen aramalarda çıkmayabilir. Size arama motolarında sadece kurumunuzun adı ile yapılan aramalarda
 ulaşabilirler. Ancak rehberimize üye olduğunuz takdirde; velilerin sıklıkla yazdığı anahtar kelimler olan "izmir anaokulları", "anaokulu", "anaokulları", "karşıyaka anaokulları", "buca anaokulları", "bornova anaokulları", "çiğli anaokulları" vb aramalarda öncelikle İzmir Anaokulları Rehberi googleda listelenmektedir. Bu neden sitemiz üzerinde hedef kitleniz çok daha çabuk ve düşük maliyetlerle ulaşabilirsiniz.
Tel : 0505 812 37 31
E-Posta : info@izmiranaokullarirehberi.com

27 Temmuz 2013 Cumartesi



Psikolojik Danışmanlık Hizmeti :
Psikoodak Danışmanlık Merkezi olarak;
Anaokullarında ve Etüt Merkezlerinde Psikolojik Danışmanlık hizmeti vermekteyiz. Başlıca çalışma alanlarımız:

- Dikkat ve Zeka Geliştirme, Odaklanma, Konsantrasyon Eğitim Programı

- Motivasyon

- EFT Uygulamalı Psikolojik Danışmanlık

- Sınav Kaygısıyla Başetme

- Kariyer ve Tercih Danışmanlığı

- Aile Danışmanlığı

- Gelişim Dönemlerine Uygun Eğitim Programları

Uzman Psikolojik Danışman
Serdal Ünal 


0505 388 66 16
Psikoodak Danışmanlık Merkezi

İZMİR ETÜT MERKEZLERİ 

Etüt Merkezinizin rehberimizde yer almasını istiyorsanız,
hemen bizi arayınız!  0505 812 37 31

http://www.izmiranaokullarirehberi.com/izmir-etut-merkezleri.php


İzmir Anaokulları Rehberi
Googleda Herzaman Üst Sıralardayız
http://izmiranaokullarirehberi.com